PROPOLİS
NEDİR
PROPOLİS; Arıların
kovanlarını dışarıdan gelen Hastalık ve diğer tehlikelere karşı korumak için
birçok bitkinin Gövde, Tomurcuk, Yaprak ve Nektarlarından elde ettiği reçinemsi
maddeleri kendi salgılarıyla Biyokimyasal değişime uğratması sonucu ortaya
çıkan mucizevi bir üründür.
Yapısında 300'den fazla bileşik bulunan propolisin % 50'si Reçine , %
30'U Bal Mumu , % 10'u farmokolojik etkileri olan Esansiyel Ve Aromatik yağ
asitleri , % 5'i polen ve % 5'lik kısmında Demir, Kalsiyum, Magnezyum ve Çinko
gibi minareller içerir.
Propolis dünyanın en etkili antibiyotiği olarak bilinir. Propolisin
farmakolojik özellikleri Yunan ve Romalı fizikçiler Aristoteles, Pliny ve Galen
tarafından tanımlanmıştır. Yaşadığımız yüzyılda bu değerli arı ürününün anti bakteriyel,
anti fungal , anti viral özellikleri yanında anti inflamatör, anti ülser, lokal
anestezi, anti tümör, bağışıklığı uyarıcı gibi çok sayıda yararlı biyolojik
aktivite göstermesi Tıp alnında kullanımı yaygınlaşmıştır.
PROPOLİSİN
FAYDALARI
1) Kansere karşı etkilidir. Kanser hücrelerinin oluşmasını ve büyümesine
engel
olur. Özellikle Meme, cilt, gırtlak, karaciğer, kolon, mesane,
ve yumurtalık kanseri tedavisinde rol oynar.
2) Cilt hastalıklarına (çoğunlukla yara ve yanıkların iyileştirilmesi)
iyi gelir.
3) Ağızda bakteri oluşumunu azaltır. Diş etlerindeki rahatsızlıklara iyi gelir.
4) İltihap önleyicidir.
5) Propolisin içeriğinde yer alan
bioflavonoidler ise virüslere karşı etkin koruma sağlar.
6) Bazı araştırmalar, propolisin soğuk algınlığı ve grip gibi
rahatsızlıkların iyileşmesine yardımcı olur.
7) Propolis gastrointestinal (Ağız, Yutak, yemek Borusu, Mide,
On iki parmak barsağı, İnce barsak, Kalın barsak, Safra kesesi, Karaciğer,
Pankreas) sistem rahatsızlıklarına karşı koruma sağladığı bilinir.
8) Bağışıklık Sistemi korunmasında ve güçlendirilmesinde kullanılır.
9) Alerjiyi azaltır.
10) Kemik sağlığını arttırır.
PROPOLİSİN
TARİHÇESİ
Propolis terimi Yunancadan türemiş olup pro “savunma”, polis “şehir”
anlamına gelmektedir. Buradan da şehrin yâda kovanın savunması gibi bir anlama
ulaşmak mümkün olmuştur. Propolisin keşfi milattan önceki yıllara
dayanmaktadır. Ünlü Yunan filozofu Aristo, arıların çalışmasını saydam kovan
kullanarak incelemek istemiş, ancak kovanın saydamlığı koyu renkte mumsu
maddeler ile kapatılmıştır. Bu koyu renkli maddenin propolis olduğu tahmin
edilmektedir.
Propolisin, insanlar üzerindeki olumlu etkileri çok eski yıllardan beri
bilinmekte ve halk arasında kullanımı eskiçağlara dayanmaktadır. İlk olarak
M.Ö. 79-23 yıllarında Roma’da büyük bir okul olan “Pliny the Elder” da
propolis'in ağrı azaltıcı, yara iyileştirici aktiviteleri tanımlanmıştır.
Propolis eski çağlarda Mısırlılar tarafından da bilinmekte ve bazı
hastalıkların tedavi edilmesinde, ölülerin mumyalanmasında kullanılmaktaydı.
Yunanlılar ve Romalılar, propolisi deri apselerinin tedavisinde yüzyıllar
boyunca kullanmışlardır. Hipokrat (460-377 M.Ö.), propolisin deri hastalıkları,
ülser ve sindirim sistermi rahatsızlıklarının tedavisinde kullanıldığını
belirtmiştir. Afrika’da ise propolis ilaç olarak uzun zamandır
kullanılmaktadır. 12. yüzyıla ait Avrupa kayıtlarında, propolisin ağız, boğaz
enfeksiyonları ve diş sağlığı için kullanılan tıbbi preperasyonları
tanımlanmıştır. Propolisin eski zamanlara dayanan diğer bir kullanım şekli
vernik olarak kullanılmasıdır. İtalya’da 17. y.y.’da Stradivari, propolisi
telli enstrümanların cilalanmasında da kullanmıştır.
PROPOLİS NASIL KULLANILIR
Propolisin kovandan çıktığı yani ham hali vücudumuzda sindirilebilir
özellikte değildir. Saf Propolisi ham haliyle doğrudan tükettiğimizde,
vücudumuzda sindirilme oranı yalnızca %2'dir. Bu sebeple, saf propolisin
mutlaka ekstrakte edilmesi, bir başka deyişle özütlenmesi gerekir.
NOT = YÜKSEK MİKTARDA TÜKETİLMEMELİDİR.
1 YAŞINDAN KÜÇÜK BEBEKLER İÇİN ÖNERİLMEZ.
ALKOL İLE BERABER KULLANILMAZ.